Amboise | Azay | Blois | Chambord | Cheverny | Chenenceau | Usse | Valencay | Villandry |
Asırlar boyunca Kraliçeler (kadınlar şatosu) tarafından yönetilen bu şato Cher nehri üstüne kurulmuştur.
CAPET HANEDANI: İlk büyük Capet kralı olan II. Philippe (1179-1223) Frank kralı
yerine Fransa kralı unvanını aldı.Akitanya ve birkaç kıyı bölgesi
dışında İngiltere’nin bütün topraklarını ele geçirdi.Kuzeyde krallığın
sınırlarını Flandre’ye kadar genişletti.Sarayda düzenli bir resmi kayıt sistemi
oluşturdu.Krallığa ait topraklarda baillis adındaki yerel görevliler
aracılığı ile güçlü bir denetim mekanizması kuruldu.
VIII. Louis (1223-1226) geniş toprakların hanedanlığın denetimine girmesini sağlayan
appanage sistemini kurdu.Onun yerine geçen IX. Louis (1226-1270) koyu bir
Hrıstiyan olduğundan daha çok haçlı seferleri ile uğraştı.Bu nedenle de
krallığın konumunu pekiştirmek için büyük çapta müdahalelere girişmedi.Saray
yönetimi bürokratik bir yapı kazandırdı.Yazılı kararnamelerle toplumsal ve ekonomik
alanlara düzenlemeler getirdi.
IX. Louis’den sonraki krallar ülke topraklarını genişlettiler.Son büyük Capet
kralı olan IV. Philippe (1285-1314) merkezi yönetimi fonksiyonel birimlere ayırarak
daha etkin bir yapı oluşturdu.Savaşların ve devlet giderlerinin yol açtığı ağır
mali yükü hafifletmek için yeni vergiler getirerek askeri hizmet yükümlülüğünü
arttırdı.Siyasal desteğini arttırmak için kilise, aristokrasi ve yerel birimlerin
temsilcilerini zaman zaman toplantıya çağırmasıyla États-Généraux Meclisi’nin
temellerini atmış oldu.Ayrıca vergi ödemeyi reddeden kilisenin direnişi sert bir
biçimde bastırıldı.IV. Philippe’den sonra gelen krallarda onun gibi ülkenin
kaynaklarını ve toplumun dayanma sınırını zorlayacak kadar sert politikalar izlemeyi
sürdürdüler,ama bir takım baskılarla karşılaşınca yetkilerini sınırlandırmak
zorunda kaldılar.
Capet Hanedanlığı Fransa’nın Hristiyan-Avrupası’nda güçlü bir yer
edinmesine öncülük ettiler.Bu hanedanlık döneminde XIII. yüzyılın en önemli
özelliklerinden biri sürekli nüfus artışıydı.Bununla birlikte geleneksel bağların
yerini sınıfsal ve bölgesel bütünleşmeler ile bu uygun yeni kurumlar aldı.Gelişen
kentler tarıma bağlılıktan kurtularak güçlü bir ekonomiye dayanmaya
başladılar.Giderek genişleyen ticarete bağlı olarak para dolaşımı
yaygınlaştı.Toplumsal tabakaların belirginleşmeye başladığı kentlerde ortaya
çıkan yeni zenginler yönetimde belirli bir güç kazandılar.Değişimin daha yavaş
olduğu kırsal kesimlerde üretim fazlasını pazarlama olanağı bulan toprak sahibi
soyluların zenginliği genel olarak artmasına karşın, toprakların bölünmesi ve
ağır borç yükü bir çok soyluyu yıkıma uğrattı.Tarımda kiracılık ve ücretli
işçilikler ortaya çıktı.Bunlara rağmen feodalite sistemi diğer Avrupa ülkelerine
göre hâlâ güçlüydü.
Dinsel alanda kilisenin ve manastırların halk üzerindeki gücü gerilemeye başladı.Papalığın, özellikle güneyde giderek güçlenen heretik akınlara karşı başlattığı savaş büyük kıyımlara yol açtı.Enkizisyon mahkemeleri heretikleri ortadan kaldırabilmek için acımasız bir biçimde davrandı.
Devamı Usse'de