Amboise | Azay | Blois | Chambord | Cheverny | Chenenceau | Usse | Valencay | Villandry |
İnanılmayacak derecede güzel tasarlanmış bir bahçe mimarisi. Dünyada ve bölgede tek örnek. Resim gibi bir manzara......
Villandry "Fransa'nın bahçesi" diye de adlandırılan Loire Vadisi, Fransa Krallarının ve derebeylerinin, Orta Çağ ile Rönesans arasında inşa ettirdikleri görkemli şatolarla ve zengin yaşamlarının izleriyle büyük bir tarih kitabı gibidir. Sancerre'den Nantes'a kadar, Orléans, Blois, Tours ve Angers'den geçerek Loire nehri ve kolları boyunca seyahat eden bir gezgin, zamanın derinliklerinde unutulmaz bir yolculuk yapacaktır. Yörede, her birinin kendisine özgü özellikleri olan pek çok şato vardır. En çok tanınan ve ziyaret edilenleri, hiç kuşkusuz: bir dönem tarihinin ve sanatının yoğunlaştığı Blois Şatosu; Kral I. François'nın büyük çılgınlığının eseri olan Chambord Şatosu; olağanüstü güzel koleksiyonlarla bezenmiş bir derebeyi şatosu olan Cheverny; "Hanımlar şatosu" diye de bilinen Chenonceau; Gotik mimari ile Rönesans'ın etkilerinin birlikte görüldüğü Amboise Şatosu; Fransız tarzı muhteşem bahçeleriyle ünlü Villandry Şatosu ve bir peri masalından çıkmış izlenimi veren Azay le Rideau Şatosudur. Orta Çağ boyunca, Paris'te yerleşik Capetien hanedanı krallarının tercih ettikleri mekan Orléans şehri olmakla birlikte, Loire vadisinin diğer yörelerinde de iyi örgütlenmiş küçük devletçikler, şatoları ve orduları bulunan güçlü baronlar ve kontlar bulunuyordu. Bunların askerleri, sürekli birbirleriyle mücadele halindeydi; örneğin Blois kontları, Anjou kontlarının amansız düşmanlarıydı; bir başka hanedan olan Plantagenets'lerden biri ise II. Henri adıyla İngiltere kralı oldu ve İskoçya'nın kuzeyinden Pireneler'e kadar olan topraklarda hüküm sürdü. |
XI. Louis (1461-1483) büyük soylu ailelerin savaş içinde
giderek artan gücüne son verebilmek ve şehirlerdeki ticareti geliştirmek için sert
politikalar izledi.Ancak bu politikalar ters teperek, 1465’te bu ailelerin birleşmesini
sağladı.Normandiya,Bretanya ve Gaskonya’da denetimi sağlayarak, 1477’de
Burgonya’yı Fransa tahtına bağladı.I. René’nin ölümüyle de Burgonya
kontluğunun elindeki tüm topraklar ve haklar krallığa geçti.
İngiltere’yle yapılan uzun ve yıpratıcı savaş, nüfusun neredeyse üçte birini
yok eden Büyük Veba Salgını (1348-50) ve paralı askerlerin oluşturduğu haydut
çeteleri tarımsal üretimi büyük ölçüde baltalamıştı.Bu dönemde serflikten
kiracılığa geçiş sürecide hız kazanarak feodal bağımlılığın gücü
azaldı.Konan ağır vergiler sık sık ayaklanmalara yol açtı.Avignon, Paris ve
Bordeaux dışındaki eski ticaret merkezleri geriledi.
Kilise diğer kesimlere göre eoknomik gücünü büyük ölçüde arttırdı.Buna
karşın kilisenin nüfuzunu güçlendirme çabaları sonuçsuz kaldı.